Haber Bandı Yazarlar Agah ALTUNSUYU Ne Haber Kanka, Nasılsın Bro…
Ne Haber Kanka, Nasılsın Bro…
07 Ekim 2024

Günümüz gençliğinde ilişkiler, genellikle yüzeysel bir çerçevede şekilleniyor.
Ağızlarda kırık dökük üç beş cümle: “Ne haber kanka?”, “Nasılsın bro?”, “Napıyon hacı?”, “Selam baba, ne var ne yok?” gibi ifadeler, sanki iletişim kuruluyormuş gibi görünse de aslında derin duyguların paylaşılmadığı, neredeyse otomatikleşmiş cümleler. Bu tür sohbetler, duygusal çözünürlüğün ve gerçek içtenliğin eksikliğini gözler önüne seriyor. Duygu çözünürlüğü, bir insanın hissettiklerini anlamlandırması, bunları ifade etmesi ve karşısındakiyle samimi bir şekilde paylaşması anlamına gelir. Ancak, böylesine basit ve yüzeysel diyaloglarda bu kapasitenin varlığından bahsetmek zor.

Gençler arasında birçok ilişki, sadece günlük ihtiyaçları gidermek için var gibi. Örneğin, bir arkadaş buluşmasında, gençler arasında kimsenin farkına varmadığı bir otistik durum söz konusu; herkes eline telefonunu alıp, ekranlara gömülüyor. Göz göze gelmek, sohbet etmek artık neredeyse lüks olmuş durumda. Bu yüzden gerçek bir bağ kurmak da zorlaşıyor. “Bir şeyler içelim mi?” diye başlayan konuşmalar, birkaç yüzeysel cümleden sonra sona eriyor. İlişkiler sadece fiziksel olarak bir arada bulunmaya dönmüş; duygular ve düşünceler ise geri planda kalıyor.

Bu sadece arkadaşlıklarla sınırlı değil. Romantik ilişkilerde de benzer bir durum yaşanıyor. Bu romantik ilişkiler başladığında gençler bir süre sonra çok hızlıca ayrılıyorlar. Ayrıldıktan sonra “Neden ayrıldın?” diye sorulduğunda ise “Sıkıldım”, “İyi hissetmedim” ya da “Enerjimiz tutmadı” gibi yüzeysel cevaplar alınıyor. Bu da ilişkilerin derinleşmesini engelliyor.

Sosyal medya üzerinden kurulan ilişkiler ise tamamen yüzeysel. Bir kişiyle gerçekten konuşmak yerine, sadece mesajlaşmak ya da “story”lere bakarak varsanılan bir dünya var. Bu ortamda insanlar, bir süre sonra birbirlerine gerçek hislerini söylemek yerine, sanal beğeniler peşinde koşuyorlar. “Bana mesaj atmamış ama hikayemi izlemiş” gibi cümleler, samimiyetsizliğin bir göstergesi haline geldi.

Sonuçta, bu yüzeysel ilişkiler gençleri tatmin etmiyor. Bir süreliğine eğlenceli ya da rahatlatıcı gelse de, uzun vadede insanlar yalnız ve boşlukta hissediyor. Derin duygusal bağlar kurmak zorlaşıyor, çünkü kimse gerçekten açılmıyor. İlişkilerde duygusal çözünürlük eksikliği, yani kişinin duygularını anlaması ve ifade etmesi sorunu, ilişkilerin bu kadar yüzeysel kalmasının en büyük nedenlerinden biri.

Gerçek ve anlamlı ilişkiler, karşılıklı duygusal paylaşımla mümkün olabilir. Bunun için de önce kendimizi ve duygularımızı tanımamız, sonra karşımızdaki kişiye açık olmamız gerekir. Yoksa yine “boş yapma” deyip geçerler.

 


Seç