Bir insanı kenar mahalleden çıkartabilir, ona yepyeni bir hayat sunabilirsiniz. Ancak, o kenar mahallenin izlerini, o yaşanmışlıkları ve o kültürü, o insanın içinden çıkartmak hiç de kolay değil. Peki, neden böyle? Bunun arkasında yatan psikolojik ve felsefi nedenlere biraz daha yakından bakalım.
İnsan doğduğu, büyüdüğü, şekillendiği çevrenin bir ürünüdür. O çevre, insanın değerlerini, dünya görüşünü, hatta davranışlarını bile belirler. Kenar mahalle, sadece bir yer değildir; aynı zamanda bir yaşam tarzıdır, bir bakış açısıdır. Bu mahalleler, zorluklarla, mücadeleyle, bazen de çaresizlikle doludur. İnsan burada hayata karşı daha sert, daha savunmacı bir tavır geliştirir. Bu, hayatta kalmanın bir yoludur. Zorluklarla başa çıkmak, kenar mahallede büyüyen birinin en temel yeteneği haline gelir.
Ancak, bir insanı bu çevreden alıp daha rahat bir yaşama taşıdığınızda, bu zorluklarla başa çıkma yöntemi ortadan kalkmaz. İçindeki mahalle, onun kişiliğinin bir parçası olmuştur. Daha rahat bir ortamda bile, geçmişinin izlerini taşımaya devam eder. Bu, bazen insanın kendine olan güvenini artırabilir, çünkü geçmiş zorluklarla başa çıkmış olmanın verdiği bir özgüven vardır. Ama aynı zamanda, yeni ortama uyum sağlama konusunda da zorluklar yaratabilir. Geçmişin getirdiği alışkanlıklar, korkular ve savunma mekanizmaları kolay kolay silinmez.
Bu noktada felsefi bir soruya da değinmek gerek: İnsan gerçekten değişebilir mi? Yoksa geçmişimiz her zaman bizimle mi kalır? Felsefeciler arasında bu konuda farklı görüşler var. Kimi, insanın her an yeniden doğabileceğini, yeni bir çevrenin ona yeni bir kimlik kazandırabileceğini savunur. Diğerleri ise geçmişin, insanın kişiliğinde silinmez izler bıraktığını ve bu izlerin her zaman bir yerlerde var olacağını düşünür.
Belki de gerçek, bu iki uç nokta arasında bir yerde yatıyor. Evet, insan çevresini değiştirebilir, kendini yeni durumlara adapte edebilir. Ama geçmiş, her zaman bir gölge gibi peşimizde dolaşır. Önemli olan, bu gölgeyle barışık yaşayabilmektir. Kenar mahalle, bizim içimizde yaşamaya devam edebilir; ama bu, yeni bir yaşam inşa etmemizi çoğu zaman engellemez. Geçmişi kabul ederek, onunla barış yaparak, onun üzerinde yükselmek mümkündür.
Sonuç olarak, bir insanı evlilik veya başka sebeplerle kenar mahalleden çıkarabilirsiniz, ama o mahalleyi o kişinin içinden tamamen söküp atmak her zaman mümkün olmayabilir. Kenar mahallede şahit olduğu çirkeflikleri hayatınıza taşımadığı sürece, kenar mahalle kötü bir şey değil.
Geçmişimiz, bizi biz yapan unsurların bir parçasıdır. Onunla barışık yaşamak, belki de en büyük bilgeliktir.