Haber Bandı Yazarlar Agah ALTUNSUYU Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Birlik ve Yeniden İnşa
Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılında Birlik ve Yeniden İnşa
29 Ekim 2024

Cumhuriyet’in ilanı, Türkiye tarihinde sadece bir yönetim değişikliği değil, aslında toplumun yapısını baştan aşağı değiştirme çabasıydı. Bu yeni düzen, halka egemenlik hakkı sundu; ancak ekonomik ve kültürel alanlarda eksiklikler, Cumhuriyet’in toplumda güçlü bir kök salmasını zorlaştırdı. Bugün, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, özellikle ekonomik ve kültürel alanlarda yaşanan krizlerin bir varoluş kaygısına dönüştüğüne tanık oluyoruz. Yani, sadece siyasi değişimler yetmez; bu değişimlerin topluma, ekonomiye ve kültüre de yayılması gerekiyor.

Cumhuriyet’in yıllardır çözmekte zorlandığı en temel meselelerden biri de Kürt meselesi. Kürtler, bu ülkenin asli parçalarından biri, dolayısıyla azınlık değiller. Bu sorunun çözülmesi, Cumhuriyet’in geleceği için büyük önem taşıyor. İkinci yüzyılda bu meseleyi aşmak, herkesin diline, kültürüne ve kimliğine saygı duyan bir sistem kurmayı gerektiriyor. Bu adımlar atıldığında, Türkiye’nin hem iç huzuru hem de toplumsal birliği güçlenecek.

Ekonomik yapının rant odaklı hale gelmesi ise Cumhuriyet’in halka refah sağlama hedefini engelledi. Üretime dayalı, yaratıcılığı destekleyen ve bilgiye erişimi kolaylaştıran bir ekonomik sistem inşa etmeliyiz. Böylece, rant ve tüketime dayalı yapıdan üretim odaklı bir düzene geçiş yapılabilir. Bu değişim, hem toplumun refahını arttırır hem de kültürel alanda güç kazanmamıza katkı sağlar.

Bir diğer önemli alan ise eğitim sistemi. Toplumun tüm bireylerini eleştirel düşünceye, bilimsel bilgiye ve çağdaş değerlere taşıyan bir eğitim sistemi kurmak, Cumhuriyet’in demokrasi ve çağdaşlık idealleriyle uyumlu bir toplum için çok önemli. Günümüzdeki uyumsuzlukların temelinde bu eğitim eksiklikleri var. Ayrıca, tarikat ve cemaatlerin eğitim sistemine müdahalesini önleyecek tedbirlerin alınması şart. Cumhuriyet, ancak eğitimli bireyler yetiştirerek geleceğe güvenle bakabilir.

Tabii, tüm bu değişimleri hayata geçirmek için hukukun üstünlüğünü, şeffaflığı ve hesap verebilirliği esas alan bir yönetim yapısı oluşturulmalı. Bu yapı, Cumhuriyet’in temel ilkelerine sadık kalmayı ve toplumun tüm kesimlerinin haklarını korumayı mümkün kılar. Kürt meselesinde de eşitlik ve saygıya dayalı bir çözüm, bu yapının en önemli adımlarından biri olmalı.

Sonuç olarak, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında toplumun her kesimini kucaklayan ve demokratik bir düzen kuran bir sisteme ihtiyaç var. Bu değişimler, Cumhuriyet’in sağlam temeller üzerinde yükselmesini ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak.


Seç