Tarihimiz kara lekelerle dolup taşıyor. Nerdeyse her gün için anılacak kara bir not düşüyoruz takvimlere.
Yine yangın yeri yüreğimiz!
Yine ölüm, yine çocuk, yine ihmal!
Savaşa gerek yok ülkemde, normal koşullarda bile savaşı aratmayacak kadar ölü çıkıyor her gün!
Bazen acıları hissetmekten yorgun düşen yüreğimi ve artık hiç bir şeyi anlayamayacak kadar almak bullak olan beynimi çıkarıp bedenimden atasım var!
Sizin aklınız alıyor ve yüreğiniz dayanıyorsa eğer ; ABD'de Los Angeles’da ki 24 hektarlık yangında 28, memleketimde bir tek otel yangınında 78 canın yanmasına, bana da anlatın lütfen.
Daha üç ay önce, İzmir’de beş çocuğun yanarak ölümünü; anneleri evde olmadığı bahane olarak sunanlar, peki şimdi, otuz altı çocuğun annelerinin kucağında ölmesini nasıl açıklıyacaklar bilemiyorum.
Nasıl ki, 2 Temmuz 1993’de Sivas’a Pir sultan Abdal şenliklerine katılmak için giden 33 sanatçının bulundukları otelde diri diri yakılmaları kimseyi rahatsız etmediyse, bugün de tatile gidenlerin çoluklu çocuklu yanması kimseyi rahatsız etmiyor ne yazık ki!
Bırakın otelleri, Kanada da her evin, işyerinin, okulun, kreşin yangın alarmı olmak zorunda, hatta eviniz dublex ise her katın koridorunda bulunması zorunlu.
Ev sahipleri bu duman dedektörlerini taktırmakla, belediyeler de kontrol etmekle yükümlü olduğu gibi
Ve her on yılda bir değiştirme zorunluluğu, İtfaiye memurlarının denetimi esnasında, çalışır durumda olmayanlar için de sahiplerine cezai işlem uygulama yetkileri var.
Belediyeler dedektörleri takma zorunluluğuyla da yetinmeyip, bu konudaki duyarlılığı artırmak, sağlıklı ve doğru bilgilendirmek, yangın esnasında pratik ve çabuk hareket etmek amaçlı eğitim çalışmalarını da zorunlu kılıyor.
Her eğitim öğretim yılının birinci ayında da tüm kreş ve okullar yangın tatbikatını itfaiyecilerle birlikte yapmak zorunda.
Yangın anında kim hangi sorumluğu alacağı, önceliğimizin ne olacağı, dışarı çıkılırken hangi çıkış noktalarının kullanılacağı, dışardaki toplanma alanının neresi olacağı ve hemen sayım yapılıp içerde kimseinn olup olmadığını itfaiye ekibine bildirileceğine dair tüm detaylarla tahliye işlemi gerçekleştiriliyor.
Bu pratik esnasında görülen aksaklıklar ve tekrarlanması için nelere dikkat edilmesi gerektiği tartışılır ve gerekirse bir daha uygulamalı tekrarlanılır.
Bu da yetmez; bu konuyla ilgi yangına neden olan etkenler, 911 acil arama, yangın anında nasıl hareket edileceğini oyunlarla, görsellerle ve pratikle okul seviyesine göre yapılan aktivitelerle de pekiştirilir.
Tüm yaşam alanların koridorlarında çıkış yönünü gösteren ve elektrik kesintisi durumunda şarjlı pillerle devreye giren” çıkış” yazılı levhalar sizi demirden yapılı yangın merdivenlerine yönlendirir.
Tüm otel odalarında, kolay anlaşılır yangın tahliye planları da zorunludur.
Peki sizce, bunca önlemin alındığı bir ülkede yangın olsa bile, ölme şansınız yüzde kaç olur?
Bırakın Kanadayı, Amerikayı; Dominik Cumhuriyeti, Küba, Jamaika ve Meksika da gittiğim tüm otel odalarının duman dedektörleri vardı.
Bu, o ülkelerin kendi tercihleri mi, ülkelerine turist gönderen Amerika ve Kanada’nın dayatması mı, ya da bu gelişmiş ülkelerden öğrendikleri ve uyguladıkları insan hayatına saygı mı, bilemem ama, bu önemli ayrıntıyı hayata geçirdikleri ve insanların canını tehlikeye atmadıkları bir gerçek!
Yıkılmamak elde değil!
Otuz altı bebek, 78 can birilerinin kasası dolsundiye yandı…
Ne zaman yıkılsam, Ahmed Arif’in bu dizeleri gelir aklıma.
…
öyle yıkma kendini
öyle mahsun öyle garip...
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatcının, fesatcının, hayinin...
dayan kitap ile
dayan iş ile
tırnak ile, diş ile
umut ile, sevda ile, düş ile.
dayan rüsva etme beni.