Yazının başlığı aynı zamanda bir psikanalist olan Clarissa Estes’in kadın kahramanlı masalları tıpkı bir rüyayı analiz eder gibi okuyuculara sunduğu “Kurtlarla Koşan Kadınlar” kitabından… Bir Masal Terapi eseri olarak da değerlendirilebilir. Çünkü masal terapide iyileştirici ve dönüştürücü gücü olan masalların kişinin farkındalığını arttırarak yönünü bulmasında yardımcı olduğu bilinmektedir.
Evet, bu bir masal kitabı hani sonunda iyilerin kazandığı kötülerin kaybettiği çocuklara iyi ahlak verebilmek için evrensel değerler taşıyan kurmaca metinlerden. Fakat bu eser çocuklar için değil kadınlar için yazılmış. Kitap on altı bölümden mitolojik hikâyelerden oluşuyor ve bütün masallarda kadın kahramanlar var.
Kadının beden algısı, kendini gerçekleştirebilmesi, sürüsünü bulması gibi farklı bölümlerde kadınların içlerinde barındırdığı sınırsız güç ve yaratıcılığın kurtların yabanlığında yattığı iddiasında...
Kitapta sağlıklı kurtlar ile kadınlar arasındaki belirli ruhsal karakteristik ortak noktalara değiniliyor: “Keskin bir duyarlık, oyuncu bir ruh ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Kurtlar ve kadınlar, doğaları, araştırıcılıkları, büyük bir dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabadırlar. Sezgileri çok güçlüdür; yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgilenirler. Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler; tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurdurlar."
Yazıya ilham olan bu eseri bana hatırlatan da bir kadın. Urfa’da psikolog ve çocuk hakları savunucusu olarak çalışan Emine Gizem Çetiner. Kendisi Ensar Vakfı’ndaki 45 erkek çocuğa istismardan hakkında soruşturma açılan isimlerden biri olan Asım Sultanoğlu’nun Urfa’ya İl Milli Eğitim Müdürü olarak atanmasına tepki olarak 16 Ağustos 2023 tarihinden bu yana eylem yapıyor.
Çetiner’e, iki yıl önce 14 yaşındaki bir kız çocuğunu muhtar N.Y.’nin istismar ettiği iddialarını sosyal medyada paylaşmasının ardından dava açıldı. Muhtara 8 yıl bunu ifşa eden psikoloğa 4 yıl hapis cezasının istendiği bu davadan Çetiner geçtiğimiz cuma günü neyse ki beraat etti ve işte kadın dedirtti. Sürüsünden olmayan çocuklara da sahip çıkan bir kadın. O gerçekten de Kurtlarla koşan bir kadın…
Kurt sadece bir masal motifi değil aslında. Türkler için aynı zamanda bir destan motifi. Milliyetçilerin kendilerine sembol olarak kurdu seçmeleri ERGENEKON destanında kırımdan geçirilen bir milletin son çocuğunu kendi sürüsünden olmasa bile sütüyle besleyen dişi kurda vefadan geliyor. Çünkü çocuk masum-u paktır.
Günümüz masallarında ise kurtlar bambaşka şekillerde karşımıza çıkabiliyor. Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu’na mutlak butlan kararıyla size verilecek görevi kabul ederseniz parti bölünür ve ülke muhalefetsiz kalır. O zaman da siyasette kalmanın bir anlamı olmaz demiş.
Mansur Yavaş demiş. Kime demiş? Kılıçdaroğlu’na. Hani pusudan sağ çıktı diye kurbanlar kestiğimiz, Osman onu yumrukladığında ağladığımız, adalet yürüyüşünde tırnakları düştü diye kahrolduğumuz, emeğini sevdiğimiz, yaşına hürmet ettiğimiz Kılıçdaroğlu’na demiş.
Kimi zaman bir masal, bir kadının sesi olur. Kimi zaman bir kadın, sürüsünden olmayan çocuklara analık eder. Ve kimi zaman da kurt kılığına girenler düşündüğümüzden çok daha yakınımızdadır… Hem masalda hem gerçekte