TBMM tatile girdi ama siyasetin harareti düşmedi. Aksine arttı. Sanki doğum sancıları çeken bir kadın gibi her an her şey olabilir…
Kartlar yeniden karıştırılacağa benziyor. Kartların yeniden karıştırılması konusunda en mahir kişi sayın Bahçeli.
Başta sayın Bahçeli olmak üzere, çoğunlukla MHP ve zaman zaman da AK Parti yöneticilerinin subliminal mesajları yoğunlaştı.
Ana muhalefet partisi CHP’de tüzük kurultayı öncesi yönetim ve yönetime muhalif olanların yıllardır konuşulan ve bir türlü adım atılmayan önerileri yazılı görsel ve sosyal medyada yer almaya başladı.
Cumhur İttifakı bileşenleri olan AK Parti ve MHP yöneticileri; ekonomik koşulların bozulduğu her dönemde yaptıkları gibi Kürt siyasi hareketi üzerinden CHP’yi karalama ve itibarsızlaştırma söylemlerini arttırdı.
Devlet yönetiminin üst kademelerinde yer alan MHP eğilimli bürokratlar alt kademelere alındı. Bu süreçle birlikte geçmişe atıfta bulunan görseller medyada paylaşılmaya başlandı.
Olup biteni siyasette bir değişim sancısı olarak okumak mümkün mü?Evet bir değişim sancısı yaşanıyor.
Soru değişimin hangi yönde olacağı. Daha da otoriterleşen bir iktidar mı,yoksa yönünü demokrasiye/normalleşmeye çeviren bir değişim mi olacak?
Değişimin yönünü toplumsal ve siyasal muhalefetin gücü ve becerisi belirleyecek. Bugüne kadar toplumsal ve siyasal muhalefetin iyi bir sınav veremediği (son iki yerel seçim hariç) seçim sonuçlarından ve seçmenin toplumsal ve siyasal muhalefete bakışından anlaşılıyor.
Birçok kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı kamuoyu araştırmalarından Cumhur İttifakı’ndan kopan seçmenin muhalefet partilerine gitmediğini gösteriyor.
Seçmen, iktidarın uygulamalarından mağdur olmasına ve zaman zaman iktidara karşı sesini yükseltmesine karşın muhalefete yönelmedi. Siyasimuhalefet henüz “Sorunlarınızı ben çözebilirim!” güvenini yaratamadı. Toplumsal muhalefet (Sendikalar, meslek kuruluşları) ise üyelerine ve kamuoyuna güven vermiyor.
İnsan Hakları, basın özgürlüğü, insani gelişme, yolsuzluk algısı, hukukun üstünlüğü, mutluluk endeksi, sağlık ve sportif vb. uluslararası endekslerde sınıfta kalan bir ülke olmaktan ve son yıllarda giderek artan sosyal, ekonomik, kültürel vs. çöküşten çıkış mümkün mü?
Her açmazın, her kötü gidişin, her çöküşün bir bitişi, sonu vardır. Bitişin ve sonun ne zaman olacağını toplumsal ve siyasal muhalefetin becerisi belirleyecek. Son yerel seçimler ve yetersiz olsa da CHP’deki siyaset tarzı ve siyaset dilindeki değişim bunun mümkün olabileceğini gösterdi.
Zamanın ruhunu doğru okuyan, toplumun değer yargılarını önemseyen, rasyonelliği toplumda değil kendinde arayan yeni bir siyaset anlayışı ve yeni bir siyaset dili eskinin bitişi ve yeninin başlangıcı olabilir. Yaşayıp göreceğiz.
Dostlukla kalın.