Son yıllarda dünya; giderek daha fazla ayrıştırıcı, dışlayıcı ve kutuplaştırıcı bir siyaset anlayışının etkisi altına giriyor. Çatışmacı ve ötekileştirici politikalar, yalnızca toplumsal huzursuzluk yaratmakla kalmıyor, milyonlarca insanın ruh sağlığını da derinden etkiliyor. Savaşlar, zorunlu göçler, ekonomik krizler, yolsuzluklar, şiddet ve adaletsizlikler vicdan sahibi insanları karamsarlığa itiyor.
Günlük sohbetlerimizde “Bu kadar da olmaz!” “ Bu da mı oldu!” dediklerimiz birer birer yaşanıyor. Sonunda, akıl almaz kararlar veren kötücül insanların yönettiği bir dünyada umutlarımız tükenmeye başlıyor. Böyle bir ortamda, aklımızla duygularımız çatışıyor, tıpkı sert bir fırtınaya yakalanmış ve rotasını kaybetmiş bir gemi gibi sallanıp duruyoruz.
Evet, dünya karanlık bir dönemden geçiyor. Ancak bu, bizim pes etmemizi gerektirmiyor. Bugün yaşananananlar, geçmişte yaşananlardan farklı değil. İnsanlık, defalarca çare buldu, kaosun içinden düzen çıkardı. Avrupa, iki büyük savaşın ardından barış ve iş birliği temelli yeni bir düzen kurdu. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, İnsan hakları, laiklik gibi temel değer ve ilkeler insanlığın umudu ve kurtuluşu oldu.
Ama şimdilerde “Tarih tekerrürden ibarettir” sözüne rahmet okutacak olaylar yaşanıyor. Yazar ve şair Muallim Naci’nin “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” sözü gibi, insanlık geçmişin hatalarını unutuyor ve kötü yöneticilerin peşine takılıp adım adım bir felakete sürükleniyor.
Peki, bu gidişata dur diyebilecek iyi insanlar yok mu, varsa nerede? Kötülüğe karşı temel değerleri sahiplenen doğru politik önermeler yapan bir toplumsal ve siyasal muhalefet var mı? Bu soruların yanıtlarını düşünmek ve yaşadıklarımızı sorgulamak zorundayız.
Karamsarlık içinde kaybolmak çözüm değil. Dünya insanlık ve siyasi tarihi bize, ne kadar büyük krizler yaşanırsa yaşansın, sağduyu ve vicdanın sonunda galip geldiğini gösteriyor. İtalyan düşünür ve sosyalist kuramcı AntonioGramsci’nin söylediği gibi, “Aklın kötümserliği, iradenin iyimserliği” ile hareket etmek içinde bulunduğumuz bu zorlu süreci aşmanın düsturu olmalı.
Umudumuzu yitirmeden, vicdanımızın sesini dinleyerek ve kötümserliği silerek daha güzel bir dünya kurabiliriz. Çünkü tarih, umudun her zaman bir çıkış yolu sunduğunu gösteriyor.
Dostlukla kalın