Haber Bandı Yazarlar Agâh ALTUNSUYU Sosyal Medyadayım, O Halde Varım
Agâh ALTUNSUYU
Yazara Ait Tüm Yazılar
Agâh ALTUNSUYU X (Twitter) Sosyal Medya Hesabı Agâh ALTUNSUYU Mail Adresi
Sosyal Medyadayım, O Halde Varım
10 Aralık 2024

Descartes bir zamanlar “Düşünüyorum, o halde varım” demişti.Bu sözü aşağı yukarı hepimiz biliyoruz.. Varlık, düşünmekle, sorgulamakla, akıl yürütmekle bağlantılıydı onun için. Ama şimdi 21. yüzyıldayız ve işler biraz değişti. Artık birinin var olduğunu hissetmesi için düşünmesi yetmiyor. Bir tweet, bir hikâye paylaşımı, birkaç beğeni ya da yorum… İşte modern zamanın “varlık” tanımı bu. Sosyal medyadayım, o halde varım.

Bir an düşünelim: Hiç paylaşım yapmadan kaç gün dayanabiliriz? Sessizliğin ağırlığı, unutulmuşluk korkusu… Artık insanlar için varlık, başkalarının gözünde fark edilmekle eşdeğer hale geldi. Kendinle baş başa kalmak, bir kitaba gömülmek, uzun uzun düşünmek, kendini keşfetmek mi? Hayır, bunlar artık nostaljik birer ayrıntı.

Düşünmek, insanı görünür yapmaz çünkü. Felsefe, sanat, edebiyat… Bunlar bir tweet’ten, bir Instagram hikâyesinden daha az dikkat çekiyor. Belki bir tablonun karşısında durup onun derin anlamını keşfetmek hâlâ bir anlam ifade ediyor, ama kaç kişi o tabloyu görüp bir fotoğrafını o tablo önünde paylaşmazsa o anı “gerçekten yaşamış” sayıyor.

Sosyal medya, varlık ile görünürlük arasındaki farkı neredeyse yok etti. Descartes’ın düşündüğü gibi var olmanın anlamı içsel bir süreç olmaktan çıktı, artık dışsal bir olaya dönüştü. Eğer paylaşmıyorsanız, yoksunuz. Edebiyat mı? Kim okuyor ki artık? 
Edebiyatımız sosyal medya şairleri ile sınırlı malesef
Felsefe mi? Birkaç karaktere sığmazsa gündemde yer bulamıyor.

Peki, bu durum bizi nereye götürüyor? Belki de kendi kendimizden hızla uzaklaşıyoruz. Eskiden var olmak için düşünürdük; şimdi beğeniler, paylaşımlar ve algoritmalar içinde kayboluyoruz. Gözümüz başkasının “online” durumunda, zihnimizse offline. Derinlik kayboldu, yerini hız aldı. Düşünce yerini tepkiye, anlam yerini görünürlüğe bıraktı.

Ama şunu unutuyoruz: Sosyal medyada var olmak, gerçekten var olmak anlamına gelmez. Descartes’ın söylediği “düşünüyorum” ifadesinin kökünde kendini bilmek, kendini anlamak vardı. Şimdi ise başkalarının bizi nasıl gördüğüne takılıyoruz. Sanattan, edebiyattan, felsefeden uzaklaşıyoruz çünkü bunlar hemen bir “like” getirmiyor.

Belki biraz durup düşünmemiz gerek. Telefonu bir kenara bırakıp kendimize şu soruyu sormamız lazım: Paylaşmasam da var mıyım? Eğer bu sorunun cevabını veremiyorsak, sosyal medya bizim için sadece bir araç değil, bir varlık nedeni haline gelmiş demektir.

Sosyal medyadayız, o halde varız. Ama bu varlık, ne kadar gerçek? İşte bu soru, Descartes’ın ruhunu yeniden diriltir mi bilinmez, ama bizim düşünmeye başlamamız için iyi bir başlangıç olabilir.


Seç